2. GÜN

Sabah 08:45'de Bişkek’e varışımız ile birlikte havalimanında karşılanarak otele transfer ediliyoruz. Otelde alacağımız kahvaltı sonrası dinlenmek için vakit ayırıyoruz. Yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alıyor, öğleden sonra “Göze Uzanan Dağların Ülkesi” Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te şehir turuna çıkıyoruz. 1878 senesinde kurulan şehir, Kırgızistan’ın sosyalist döneminde general Mihaill Frunze’nin onuruna “Frunze” olarak anılıyor. Şehir turumuz esnasında Ala Too Meydanı, Kara Bulgar Türkleri arasında oluşan Şan Kızı Destanı'ndan sonra ikinci İslami Türk destanı olan Manas Destanı’nın onuruna yaptırılan Manas Anıtı, Başkanlık Binası, Kırgızistan'da 2010 senesinde yaşanan halk hareketi esnasında yaşamını yitirenlerin anısına yaptırılan Devrim Anıtı, Lenin Anıtı, Eski Meydan, Parlamento Binası, Oak Parkı, Zafer Meydanı ile yerel Pazar bugünkü duraklarımız arasında yer alıyor. Akşam yemeği ve geceleme otelimizde.

3. GÜN

Kahvaltı sonrası Kegeti Geçidi’ne doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz üzerinde öncelikle Burana Kulesi’ni görüyor ve fotoğraflama şansına sahip oluyoruz. Burana Kulesi, Kırgızistan'ın Tokmok şehri yakınlarındaki Karahanlı'ların başkenti olan Balasagun’da yer almaktadır. İpek Yolu üzerinde bulunan Burana kulesi, Karahanlılar döneminde hem minare hem de gözetleme kulesi işlevlerini görmüştür. 9. yüzyıl sonlarında inşa edildiğinde yüksekliği 45 metre olan kule, 15. yüzyıldaki depremde 25 metreye düşmüştür. Burana Kulesi ziyaretimiz sonrasında rotamızı geleneksel bir Kırgız köyü olan Don Arik’e çeviriyoruz. Sonrasında Kırgız geleneklerinin vazgeçilmez bir parçası olan at oyunlarına katılıyor ve gözlemleme şansına sahip oluyoruz. Ulak-Tartysh, Kyok-Boryu, Tyiyin Enmei, Kyz-Kuumai gibi isimlerle anılan at oyunlarından birinde Kırgız geleneklerinin kendine hayran bırakan parçalarından olan at kültürünü daha yakından tanıyoruz. Bu deneyim sonrası yolumuzu Kegety Dağı Geçidi’ne çeviriyor ve burada Kırgız bir aileye misafir olarak öğle yemeğimizi alıyoruz. Öğle yemeğimiz sonrası Kegety Dağı ve çevresindeki doğa harikalarından birisi olan nehir gezimizi yaparak Kegety Şelalesi’ni görüyor Bişkek’e geri dönüyoruz. Yerel bir restoranda alacağımız akşam yemeği ile birlikte dinlenmek için otelimize geçiyoruz. Geceleme otelimizde.

4. GÜN

Kahvaltı sonrası Almati’ye doğru yola çıkıyoruz. Öğleye doğru varışımız ile birlikte yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alarak Almati’de şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz. Kazakistan’ın güney doğusunda yer alan Almati, 1854 senesinde Rusların doğuda sınır kalesi olarak kurduğu bir şehir olmasına karşın, bugün 2 milyon küsür nüfusu ile Orta Asya’nın en gelişmiş ve kozmopolitan şehridir. Alışveriş merkezleri, kumarhaneleri, lüks restoranları ile misafirlerine zengin bir yaşam sunmaktadır. Panfilova Parkı içerisinde yer alan, özel atmosferi ve mimarisi ile oldukça etkileyici bir havaya sahip olan, etrafını saran ağaçların doğal güzelliği ile tarihin muhteşem atmosferini bir arada sunan Rus Ortodoks Katedrali olan Zenkov Katedrali, 28 Panfilov Kahramaları Parkı, Kok-Tube Tepesi, Bağımsızlık Meydanı ve Medeo Boğazı göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Turumuz sonrası yerel bir restoranda akşam yemeğimizi alıyor ve otele geçiyoruz. Geceleme otelimizde.

5. GÜN

Kahvaltı sonrası Hunların etnografik kompleksine doğru yola çıkıyor ve tarihten bugüne yıkıntıları ile dahi olsa ayakta kalmış tarihi kompleks ziyaretimiz ile birlikte Kırgızların geleneksel Şaşu adeti ile tanışıyoruz. Gezimiz sırasında Kazak geleneksel adetleri ile tanışıyor ve Tusau Kesu, Ata Otyryzu gibi görsel şovlara şahit oluyoruz. Turumuzun devamında öğle yemeğimizi alıyor kazak milli yemeklerinden birinin yapılışını izliyoruz. Bölgeyi keşfetmek için vereceğimiz serbest zaman sonrasında Çimbulak ve Medeo Boğazı gezilerini yaparak Almati’ye dönüyor ve yerel bir restoranda akşam yemeğimizi alıyoruz. Geceleme otelimizde.

6. GÜN

Kahvaltı sonrası havalimanına transfer edilerek yerel bir havayolu ile başka bir maceraya koyulmak üzere Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e hareket ediyoruz. Orta Asya'nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent, eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova, St. Petersburg ve Kiev'den sonra dördüncü büyük kenttir. 1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından kent, büyük ölçüde yeniden inşa edilmiştir. Çok sayıda tiyatro, konser, sinema salonları ve üniversiteler bulunan Taşkent, Orta Asya'nın kültür başkenti sayılabilir. Şehir Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'nın Paris'i olarak nitelendirilmiştir. Taşkent’e varışımız ile birlikte havalimanında karşılanıyor ve yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alıyoruz. Öğleden sonra Taşkent’te bir şehir turuna çıkıyor ve şehri daha yakından keşfediyoruz. Bağımsızlık Meydanı, Şehir Çeşmeleri, Navoi Tiyatro Meydanı, Amir Temur Meydanı, Taşkent Metrosu, Taşkent Ulusal Sanatlar Merkez göreceğimiz yerler arasında yer alıyor. Yerel bir restoranda alacağımız akşam yemeği ile birlikte otele geçiyoruz. Geceleme otelimizde.

7. GÜN

Bugün Taşkent’i daha yakından tanıyacağımız şehir turumuz için otelden ayrılıyoruz. Özgürlük Meydanı, Özgürlük Anıtı, Ezgulik Ark’ı, Barak Khan Medresesi, Abdul Kasım Medresesi, Kaffas Shasi Anıtı, Din İşleri Başkanlığı’nda yer alan Hz. Osman devrinden kalan en eski Kur’an mushafı, Eski Şehir, Khasti İmam İslami Kompleksi, Şehir Müzesi, Dzhuma Cami bugünkü durak noktalarımız arasında yer alacaklar. Gezilerimiz sırasında yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alıyoruz. Sonrasında ise Alisher Rakhimov misafirhanesinde geleneksel bir çay seremonisine katılıyoruz. Akşam yerel bir restoranda yemeğimizi alarak otele geçiyoruz. Geceleme otelimizde.

8. GÜN

Erken saatlerde alacağımız kahvaltı sonrası havalimanına transfer ediliyor ve yerel havayolları ile Ürgenç’e hareket ediyoruz. Varışımız ile birlikte havalimanında karşılanarak Hiva’ya gidiyor ve şehir turumuzu gerçekleştiriyoruz. Harzemşah Devleti döneminde kurulan şehrin yaklaşık 2000 yıllık bir geçmişi bulunuyor. Toprak rengi ve kızılın hakim olduğu şehirde yaşayan insanlar binlerce yıllık geleneklerini hala koruyor ve taştan fırınlarda ‘nan’ denilen ekmeği pişiriyorlar. Söylenenlere göre:şehir soğuk ve lezzetli bir su çevresinde büyümüştür. Buna “Hiva” denilir ve günümüzde, şehrin eski kısmında bu kuyu görülebilmektedir. Çölde su arayan bitkin yaşlı adam, sopayla yere vurur ve orada bir kuyu bulur. Bunun üzerine sevinçle bağırdı ve sonraki sözleri “Hey Vah” idi. Sonra burada “Vah” şehri inşa edildi. Turumuz sırasında Ichan-Kala Arkeolojik Kompleksi, Muhammed Amin Khan Medresesi, Kunya-Ark Kalesi, Kalta Minor Kulesi, Tash-Hovli Sarayı, Pahlavan Mahmud Anıtmezarı ve Cuma Camisi gezeceğimiz yerler arasında olacaklar. Öğle ve akşam yemeklerimizi yerel restoranlarda alıyoruz. Geceleme otelimizde.

9. GÜN

Bugün Buhara’ya doğru uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Yol üzerinde Amu Darya Nehri’ni görüyor ve Kızılkum Çölü’nden geçiyoruz. Yol üzerinde bir yerel restoranda öğle yemeğimizi alıyor ve Buhara’ya devam ediyoruz. Mâverâü’n-nehr'in çok sayıda şehri, kasabası, nahiyesi ve köyü olmasına rağmen bunların en gözde ve tanınmış olanı Buhârâ’dır. Müslümanlar buraya “Fâhire” (kıymetli/değerli) derler ve doğunun “Kubbetü’l-İslâm”ı olarak kabul ederler. Buranın İslâm âlemindeki yeri, Medine ve Bağdad gibidir. Şehir ve etrafı, burada yetişen âlim ve fâkihlerinin nûruyla aydınlanmış, en nadide yüce şahsiyetlerle süslenmiştir. Bölgenin en eski yerleşim birimlerinden biri olan Buhârâ, efsanelerle karışmış kadîm bir tarihe sahip olup, en-Narşahî’ye nazaran ilk sâkinleri Türklerdir. Buhara’ya varışımız ile birlikte otele geçiyoruz. Akşam yemeği ve geceleme otelimizde.

10. GÜN

Kahvaltı sonrası Buhara’da tam günlük bir şehir turuna çıkıyoruz. Sadece kadîm tarihiyle değil, fizikî ve coğrafî yapısı; sanatsal ve mimarî dokusu; sûr ve kalesi; sulama kanalları; ekonomik, zıraî ve ticarî potansiyeli; köşk, saray ve pazarları ve yetiştirdiği âlim ve sanatkârları ile de her dönemde kendisinden söz ettiren Buhârâ, uzun yıllar Akhunlar, Göktürkler ve Türgişler gibi Türk devletlerinin hakimiyetinde kalmıştır. Mâverâü’n-nehr’in en önemli kültür ve medeniyet merkezi hâline gelen şehir, söz konusu devletlerin inhitat dönemlerinde yaşanan siyasî kargaşa ve otorite boşluğunda bile bu yapısını muhafaza etmiş, bölgede hüküm süren çoğu Türk kökenli mahalli hükümdarların veya beylerin idaresinde bölgenin en önemli şehirlerinden biri olma özelliğini sürdürmüştür. Orta Asya’da pişirilmiş çamurdan yapılan ilk yapı olan İsmail Samani Türbesi, Hz. Eyüb’ün topraktan asası ile su çıkarttığı Çeşme Eyüb Türbesi, Bolo-Hauz Camisi, yerel Pazar, Nadir Divan Bey Medresesi, Minaret Kalon, Kalyan Camisi, Miri Arap Medresesi, Buhara Hanlığı’nın merkezi Registan Meydanı ve Bahâeddin Nakşibend’in mezarı gezeceğimiz yerler arasında olacaklar. Şehir turumuz esnasında yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alıyoruz. Nadir Divan Bey Medresesi’nde folklör gösterisi eşliğinde akşam yemeğimizi alıyoruz. Geceleme otelimizde.

11. GÜN

Sabah Semerkant’a doğru yola çıkıyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve İpek Yolu üzerinde bulunması sebebi ile tarih boyunca önemli bir yere sahip olan Semerkant, ülkenin en eski ve üçüncü büyük şehridir. Cengiz Han veya Abbasiler gibi pek çok kültürün egemenliğinde kalmış, 14.yüzyılda Timur İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur. Bu dönemden şehrin merkezindeki Bibi Hamım Camii, Timur'un anıt mezarı Gur Emir gibi günümüze kadar kalmayı başaran önemli ve tarihi yapılar halen şehri süslemektedir. Geçmişin izleri sadece tarihi yapılarda değil, geleneklerde de devam etmektedir. Nakış, altın işlemeciliği, ipek dokumacılığı, bakır işlemeciliği seramik sanatı, oymacılık ve ahşap üzeri boyama halen devam eden önemli geleneklerdendir. Varışımız ile birlikte öğle yemeğimizi alıyor ve Semerkand’da şehir turuna çıkıyoruz. Semerkand’ın kalbi olan Registan Meydanı, meydanın etrafına yapılmış olan Uluğ Bey, Shir-Dor ve Tilla Kori medreseleri, Timur'un Moğol eşi Bibi Hanım adına yaptırdığı Bibi Hanım Camisi, Shakhi Zindeh Kompleksi göreceğimiz yerler arasında olacaklar. Akşam Semerkantlı bir aile evinde akşam yemeğimizi alıyoruz. Geceleme otelimizde.

12. GÜN

Kahvaltı sonrası milattan önce 500 senesinde Semerkant'ın kuzeyinde kalan bir yerleşim alanı olan Afrasiyab kazılarından çıkan eserlerin bulunduğu Afrasiyab Müzesi ve yerel pazar gezilerimizi yapıyoruz. Yerel bir restoranda öğle yemeğimizi alarak Semerkant’ı bir de kendi gözümüz ile keşfe çıkmak için serbest zaman ayırıyoruz. Sonrasında ise tren istasyonuna transfer ediliyor ve saat 17.00’de Afrosiyab Hızlı Treni ile Taşkent’e hareket ediyoruz. Saat 19.00’da varışımız ile birlikte istasyonda karşılanıyor ve yerel bir restoranda akşam yemeğimizi alarak havalimanına transfer ediliyoruz.

13. GÜN

Saat 02:40’ta Türk Hava Yolları’nın TK-371 sefer sayılı uçuşu ile İstanbul’a hareket ediyor ve saat 05:45’te varışımız ile birlikte yolculuğumuzun sonuna geliyoruz.