Hierapolis Antik Kenti

Hierapolis Antik Kenti, Pamukkale ilçe merkezinden yaklaşık 17 kilometre uzaklıkta yer alan bir tarihi alandır. Antik kente, özel araç ya da taksi ile 30 dakikalık bir yolculuk sonucunda ulaşım sağlanabilir. Ayrıca ilçe merkezinden kalkan otobüs ve minibüsler ile de ulaşım gerçekleştirilebilir.

Hierapolis Antik Kenti, milattan önce 2. yüzyılda, Bergama Kralı 2. Eumenes tarafından kurulmuştur. Bu antik kent adını, Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi olan, Heira’dan almaktadır.

Bu antik şehrin, şehir statüsünde, kuruluşunun ve isminin belirlenmesinin bu tarihler arasında gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Termal su kaynaklarının hava ile temas etmesi sonucunda ortaya çıkan beyaz travertenlerin, Pamukkale Travertenlerinin, güzelliğinin fark edilmesi, Roma Dönemine kadar dayanmaktadır.

Kentin ilk kurulduğu bu dönemlerde, Hierapolis bir termal sağlık alanı olarak kullanılmıştır. Buradaki termal ve şifalı su kaynakları binlerce yıl boyunca, dünyanın dört bir yanından gelen ve sağlık arayan kişiler tarafından, ziyaret edilmiştir.

Kentin içerisinde farklı bölümler mevcuttur ve hepsinin ayrı ayrı gezmek mümkündür. Bu bölümler; Hierapolis Tiyatrosu, Büyük Hamam Kompleksi, Frontinus Caddesi, Agora (kamu binalarının etrafında bulunduğu halka açık geniş alan), Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium (yüksek okul), Tritonlu Çeşme Binası, İon Sütun Başlıklı Ev, latrina (umumi tuvalet), Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları, Nympheumlar (nemfleri, sürekli genç ve güzel kalan kutsal dişileri, kutsamak için inşa edilen anıt taşları), surlar, katedral ve. Aziz Philippus Martyrion Kilisesi’dir.

Tarih ve kültür meraklısı binlerce turist, yılın her mevsiminde bu antik şehri ziyaret etmektedir.

Kent her mevsim ziyarete açıktır. Antik kentin yaz aylarında ziyaret saatleri; sabah 06.00 ile akşam 23.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Kış aylarında ise; sabah 06.30 ile akşam 18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Bu alanı ziyaret etmek için ödenmesi gereken giriş ücreti 80 TL’dir ve müzekart ile ücretsiz giriş sağlanabilir.

Hierapolis Antik Kenti içinde yer alan hamam bölümü restore edilmiş ve günümüzde arkeoloji müzesi olarak kullanılma açılmıştır. Antik şehirde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda elde edilen tarihi eserler burada sergilenmektedir. Yalnızca Hierapolis Antik Kenti'nde değil, tüm Denizli şehri sınırları içerisinde elde edilen çoğu tarihi eser buraya getirilmekte ve burada sergilenmektedir.

Müzenin bir bölümünde heykeller ve lahitlerin sergilenmekte olduğu bir salon bulunmaktadır. Topraktan, çamurdan ve taşlardan yapılmış olan değişik şekillerde lahitler ve heykeller burada sergilenmektedir. Bu bölümden ayrı olarak “Küçük Buluntular” adında bir bölüm daha mevcuttur ve bu bölümde, birbirinden çeşitli medeniyetlere ait olan, kandiller, camlar, kaplar, takılar ve kolyeler gibi çoğu eser sergilenmektedir.

Müze içerisinde yer alan bir diğer bölüm ise; “Tiyatro Buluntuları Bölümü” olarak adlandırılan bölümdür. Bu bölümde sergilenmekte olan eserler; tarihi tiyatro alanlarında yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu bulunmuş olan eserlerdir. Burada bulunan eserlerin Apollon ve Artemis’e ait olduğu tahmin edilmektedir. Tarihe ve kültüre ilgili, özellikle arkeoloji meraklısı olan, binlerce turist yıl boyunca bu müzeye misafir olmakta ve müzeyi incelemektedir.

Müze, yılın her mevsiminde hizmete açıktır ve ziyaret saatleri; 09.00 ile 17.00 saatleri arasındadır.

Müzenin giriş ücreti 25 TL’dir, öğrencilere indirim sağlanmaktadır ve öğrenciler 20 TL ödeyerek müzeye giriş yapabilir. Müze kartına sahip olan ziyaretçiler para ödemeden müzeye girebilir.

Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden biri bu şehirde yer almaktadır. Erken Hıristiyanlık Dönemi’nde, metropol seviyesindeki bir dini merkez durumuna gelen bu şehirde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde, Bakır Çağı döneminde de bu bölgede insanların yaşamış olduğu keşfedilmiştir.

Bu antik kent, önemli arkeolojik eser ve kalıntılara sahiptir. Yaklaşık 5 kilometrelik bir alana hâkim olan Laodikeia Kenti içinde, Anadolu’da mevcut olan en büyük stadyum, 2 adet tiyatro, 4 adet hamam, 5 adet agora (kamu binalarının etrafında bulunduğu halka açık geniş alan), 5 adet nymphaeumu (nemfleri, sürekli genç ve hoş kalan kutsal dişileri, kutsamak adına dikilen anıt taşlar), 2 adet giriş kapısı, tapınaklar, çok sayıda Peristilli evleri, latrina (umumi tuvalet), kiliseler ve anıtsal caddeler yer almaktadır.

Bu şehir, Hıristiyan dünyası için çok önemli bir yerdir. Bunun sebebi; şehrin, 4. yüzyıldan başlayarak, Kutsal Hac Merkezi olarak kullanılmasıdır. Dini değerinin haricinde, Batı Anadolu’nun en önemli ticaret ve finans merkezlerinden birisi bu şehirdir.

Tarih ve kültür meraklısı çoğu turistin uğrak bir yeri haline gelen bu antik şehir, Hıristiyan ziyaretçiler için apayrı bir önem arz etmektedir. Bu tarihi yer, yılın her zamanında çeşitli misafirlere ev sahipliği yapmakta olan bir antik şehirdir.

Bu antik şehir, UNESCO tarafından Dünya Doğal ve Kültürel Mirası Geçici Listesi’nde bulunmaktadır.

Bu alanın giriş saatleri gidilen mevsime göre değişiklik göstermektedir. Yaz aylarında; sabah 08.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kış aylarında ise; sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Antik şehrine giriş ücreti 25 TL’dir ve müze kartına sahip turistler para ödemeden giriş yapabilir.

Bu park, Pamukkale Travertenlerinin girişinde yer alan bir parktır. Park içerisinde 2 adet yapay gölet, 2 adet yüzme havuzu, 1 adet çocuk havuzu ve çamur banyosu yapabilmek için ayrı bir yer mevcuttur. Bu havuzların su ihtiyaçları, Pamukkale’den gelen termal sular ile karşılanmaktadır. Havuzların ve çamur banyosunun cilde şifalı olduğu bilinmektedir ve bu nedenden dolayı çok sayıda ziyaretçisi bulunmaktadır.

Göllerin içerisinde ördekler, kazlar yaşamaktadır ve bu hayvanları besleyebilirsiniz. Akşam olduğunda farklı bir güzelliğe, gündüz zamanı ayrı bir güzelliğe sahip olan bu alan içerisinde çok sayıda tesis, kafe ve restoran bulunmaktadır. Bu nedenle gerekli ihtiyaçlarınızı karşılamak çok basittir. Ayrıca havuz içerisinde deniz bisikleti ile gezinti imkânınız vardır.

Pamukkale’yi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin hemen hepsi buraya misafir olmaktadır. Gezinize başlamak için veya gezi sonunda günün yorgunluğunu atmak için gayet makul bir mekandır.

Natural Park'ın giriş ücreti; kişi başı 25 TL’dir. Deniz bisikletini kullanmak isteyen ziyaretçiler ise; saat başı olarak 7,5 TL ödemeleri gerekir.

Pamukkale Travertenleri; kimyasal tepkime sonucunda meydana gelen çökme ile oluşan kayalıklardır. Buradaki kaynaklardan çıkmakta olan termal su, hava ile birleştiğinde, kalsiyum karbonat birikimine sebep olmakta ve bu neden ile travertenlerin pamuğa benzer görüntüsü meydana gelmektedir.

Travertenlerin oluşumunda; kaynaktan çıkmakta olan sıcak sular, kanallar ile, travertenlerin en üst kısmına ulaşmakta ve buradan kat kat şekilde aşağıya dökülerek yeniden kaynağa dönmektedir ve böylece travertenlerin kat kat görüntüsü meydana gelmiştir.

Travertenlerin sıcak termal sularında tedavi olarak romatizma, solunum ve dolaşım yolu rahatsızlıkları, kas ve eklem ağrıları, böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları gibi çeşitli hastalıklara şifa bulmak ve doğal bir mucizeye tanık olmak isteyen binlerce turist, yılın her mevsiminde, burayı ziyaret etmektedir. Bu travertenler, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesi içinde bulunmaktadır.

Travertenler, her mevsim ve her gün açıktır. Yaz sezonu, 5 Nisan ile 2 Ekim tarihleri arasında, sabah 08.00 ile akşam 21.00 saatleri arası, kış sezonu, 3 Ekim ile 4 Nisan tarihleri arasında, sabah 08.00 ile akşam 17.00 saatleri arası ziyaret edilebilir.

Pamukkale Travertenlerinin giriş ücreti; kişi başı 80 TL’dir.

Bu kaplıcalar, Karahayıt Mahallesi sınırları içerisindedir ve yılın her döneminde kendine özgü kırmızı renkli su çıkarmaktadır. Bu alanda çıkan termal su, 60 derece sıcaklıktadır ve fazlasıyla zengin bir mineral kaynağıdır. Bu mineral zenginliği, özellikle demir minerali, vasıtası ile suyun rengi kırmızı olmuştur.

Bu kaplıcalarda tedavi olan çok sayıda insan bulunmaktadır ve kaplıcanın fazlasıyla şifalı olduğu kanıtlanmıştır. Kaplıcaların suyunda yıkanarak ve suya girerek tedavi edilen hastalıklar arasında; ortopedik ve nörolojik rahatsızlıklar, romatizma hastalıkları, kireçlenme, dolaşım sistemi rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, stres ve strese bağlı bütün hastalıklar, cilt, cilt lekeleri ve deri hastalıkları tedavisidir.

Bölgeye has olan kırmızı su ve çamurun bir şelale şeklinde dökülmesini izlemek, eşsiz doğa fotoğrafları çekmek ve çeşit çeşit hastalığa şifa bulmak için uygun bir yer arayanların gidebileceği bir mekandır. Bu kaplıcalar her mevsim hizmete açıktır.

Kaplıcaların giriş ücretleri 20 – 50 TL arasında değişim gösterebilir. Eğer bölgedeki otellerden birisinde konaklıyorsanız bu kaplıcaları para ödemeden kullanabilmeniz mümkündür. Bölgede çok sayıda konaklama tesisi bulunmaktadır.

Bu havuz, Pamukkale Travertenlerinde bulunan Hierapolis Antik Kenti içerisinde bulunmaktadır. Milattan sonra 7’nci yüzyılda meydana gelen şiddetli bir deprem sonucunda, buradaki kentin orta yerinde bir göçük oluşmuştur ve kentteki sütunların birçoğu bu çukurun içine yıkılmıştır. Kısa bir süre sonra, yine deprem sebebiyle, serbest kalan termal sular bu çukura akmış ve burada birikmiştir. Bu olaydan sonra günümüze kadar bu havuz termal sular tarafından beslenmeye devam etmiştir. Antik havuz, o dönemlerden başlayarak günümüze kadar bir şifa merkezi olarak kullanılmaktadır.

Rivayetlere göre; Cleopatra dâhi bu havuzu ziyarete gelmiştir ve bu nedenden dolayı havuzun diğer ismi "Kleopatra Havuzu" olarak konulmuştur. Termal suların, yaz kış, kesilmemesi vasıtası ile havuzun sıcaklığı, 36 derece olarak kalmaktadır ve havuzun suyu çeşitli hastalıklara iyi gelmektedir.

Havuzun etrafında gezinmek ve eşi benzeri olmayan tarihi fotoğraflar kaydetmek için, havuzun içine girerek hem eğlenmek hem de hastalıklara şifa bulmak için yılın her mevsiminde binlerce yerli ve yabancı turist bu havuzu ziyaret etmektedir.

Antik Yüzme Havuzu; yaz sezonunda (Nisan ve Ekim ayları arası) sabah 08.00’den akşam 21.00’a kadar, kış sezonunda (Ekim ve Nisan ayları arası) sabah 08.00’den akşam 17.00’a kadar hizmete açıktır.

Havuzun etrafında dolaşmak ve fotoğraflamak için ücret ödenmesine gerek yoktur. Bunun haricinde ise; Pamukkale’ye giriş için 80 TL ödenmesi gerekir ve havuzu kullanmak için ayrı bir ücret ödenmelidir. Havuzun saatlik ücreti 60 TL’dir, 6 – 12 yaş aralığındaki kişiler için 20 TL’dir, 0 – 6 yaş aralığındaki kişiler ise para ödemeden havuzu kullanabilir.

Doğa ile iç içe olmaktan keyif alan çoğu turistin ziyaret ettiği bu alanda, teleferik vasıtası ile kenti seyretmek mümkündür. Teleferik ile gezinerek şehir manzarasının tadını çıkarttıktan sonra, hazırda bekleyen, ring otobüslerini kullanarak yaylaya giriş yapılabilir.

Bu alan içerisinde yapılabilecek çok sayıda etkinlik mevcuttur ve yaylanın yoğun ilgi görmesi sebebiyle çok sayıda işletme burada hizmet vermektedir. Yayla içinde kurulmuş olan Macera Parkuru adında bir parkur mevcuttur ve bu parkuru kullanarak keyifli vakit geçirebilirsiniz. Parkurda; tırmanma, atlama gibi aktiviteleri, uzmanlar yardımıyla, gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca bu parkur içinde düzenlenen oyunlar ve müsabakalar vasıtası ile hemen her ziyaretçinin eğlenmesi mümkün olabilir.

Alan içinde ve çevresinde konaklamak isteyen turistler, burada hizmet veren bungalov tipi evleri kiralayabilir kamp severler ise çadır kurabilir. Yılın her mevsiminde hizmete açık olan bu yayla, Denizli’yi ziyaret eden turistlerin sıklıkla misafir olduğu bir yerdir.

Yaylanın giriş ücreti yoktur. Yayla içinde hizmet almak isteyenler, seçtikleri tesise ve ürüne göre çeşitli ücretler ödeyebilir. Yayla içinde çadır kurarak kamp yapmak isteyenler; çadır kurma alanlarını kullanabilir ve bunun için 30 TL ödemeleri gerekir.

Denizden yüksekliği yaklaşık 400 metre olan park içerisinde yeme içme, otopark, çeşme, WC, spor alanları, çocuklar için oyun yerleri, telefon, yağmur barınağı, koşu ve yürüyüş alanları yer almaktadır. Bunların yanı sıra; bu alanda bir adet hayvanat bahçesi mevcuttur.

Park içerisinde kızılçam, yalancı akasya, servi ve akçaağaç türünde ağaçlar olabildiğince fazladır. Bu parkın Çamlık ve Kınıklı olmak üzere 2 adet giriş kapısı mevcuttur, park içinde 3 adet gölet ve çok sayıda piknik alanı yer almaktadır.

Çamlık Parkı, doğal yapısını bozmadan, doğal alanın düzenlenmesi ile oluşturulmuş bir parktır ve içerisinde yürüyüş ve koşu gibi çeşitli spor dallarını gerçekleştirebilirsiniz. İçerisinde çok sayıda büfe mevcut olduğu için yeme içme gibi çeşitli ihtiyaçlarınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz.

Parkın en sevilen ve en önemli özelliği ise; aydınlatması ile emniyetidir. Çok iyi aydınlatılmakta olan bu park, sürekli emniyet altında tutulmaktadır ve bu sayede 24 saat boyunca dilediğiniz saatte park içinde etkinlik gerçekleştirme imkânınız bulunmaktadır.

Çamlık Parkı’nın giriş için ücreti bulunmamaktadır.

Yüksek konumu vasıtası ile her mevsim serin olan bir yayladır ve genellikle yaz aylarında ziyaret edilmektedir. Yayla, doğal yapısını günümüze kadar korumuştur ve yıl boyunca doğa severlere ev sahipliği yapmaktadır. Geniş ve düzlük bir alana sahip olması avantajıyla piknik, koşu, yürüyüş, kamp gibi çok sayıda etkinliği rahatça gerçekleştirebileceğiniz bir ortamdır.

Bu alanın yakınında, yaylaya bağlı olan, “Zeytin Yaylası Suyu” ismi verilmiş bir su kaynağı bulunmaktadır. Doğal yapısını halen korumakta olan bu yaylada, çoğu zaman çobanlar dolaşmaktadır ve yakın çevrede herhangi bir tesis, kafe veya işletme bulunmamaktadır.

Yaylanın giriş ücreti yoktur.

Günübirlik gezilebilecek doğal alanlar arasında; Kaklık Mağarası ve Çal Kısık Kanyonu yer almaktadır. Gezisine tarihi mekanlar ile devam etmek isteyenler ise; Tripolis Antik Kenti’ni ziyaret edebilir.

Denizli’nin Honaz ilçesine bağlı olan Kaklık Mahallesi’nde yer alan bir mağaradır. Mağara içerisinde boca termal su bulunmaktadır.

Mağaranın içerisinde dolaşabileceğiniz alanlar yapılmış ve çevre ışıklandırılmıştır. Mağara içerisindeki temiz hava sayesinde birçok solunum yolu rahatsızlığına da iyi gelmektedir.

Mağaranın dış tarafında yüzme havuzu, amfi tiyatro, seyir alanları, büfeler ve kafeler hizmet vermektedir. Bu mağaranın etrafı; kireçtaşları, kumtaşı, marn, konglomera, kil, kum benzeri yapılardan ve travertenlerden oluşmuştur.

Her mevsim ve her gün ziyarete açık bir mağaradır.

Mağaranın giriş ücreti 3 TL’dir.

Buradaki dik yamaç üzerinde bir asma köprü yapılmıştır ve köprü üzerinde 650 metrelik bir yürüyüş yolu vardır. Aydınlık ve serin olan bu kanyon içerisinde Bizans ve Roma dönemlerinden kalma birçok tarihi kaya mezarı bulunmaktadır.

Tarihi yapılar haricinde çevrenin yapısı ve doğal güzellikleri yoğun ilgi görmektedir. Doğa severlerin her yıl yoğun ilgi gösterdiği bu kanyonda birçok faaliyeti gerçekleştirebilmek mümkündür.

Kanyona giriş için ücret ödenmesine gerek yoktur.

Bu antik kent, Menderes Nehri kıyısındaki bir yamaç üzerinde kurulmuştur. Bu kent, döneminde önemli bir sınır, tarım ve ticaret merkezi olarak kullanılmıştır.

Kentte bulunan yapılar arasında Roma ve Bizans dönemlerine ait birçok mimari eser mevcuttur.

Tripolis Tiyatrosu, tipik bir roma hamamı örneği olan Tripolis Hamamı, çatısı yıkılmış olan Şehir Binası, şehir binası gibi birçok tarihi yapı vardır.

Antik kente yapılan kazı çalışmaları devam etmektedir ve giriş ücretsizdir