Nasreddin Hoca Türbesi

Nasreddin Hoca aslında Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğmasına rağmen, Akşehir’de ömrünün yaklaşık 80 senesini geçirmiştir. Halk bilgesi, filozof ve mizah ustası olarak tanınan Nasreddin Hoca vefatından sonra yine yaşadığı topraklara, Akşehir’e, defnedilmiştir.

Nasreddin Hoca’nın mezarı bugünkü Akşehir ilçesi içindeki Nasreddin Hoca Türbesi’ndedir. Hoca’nın mezarı hakkında pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar ışığında; Akşehir Mezarlığı içindeki Hasan Paşa İmaret Camii’nin yerinde çok eskiden tarihi bir camiinin varlığı tespit edilmiştir. Bu camiinin yanında Nasreddin Hoca’ya ait bir tekke olduğu tahmin ediliyor. Nasreddin Hoca’da vefat edince, kendine ait bu tekkenin bahçesine gömülmüştür. Çok uzun bir zaman geçtikten sonra tekke yıkılıp, içindeki her şeyi Akşehir Mezarlığı’na devretmiştir.

Nasreddin Hoca Türbesi’ne gitmek için Konya - Afyon yolunu takip edebilirsiniz. Sanayi Bulvarını geçip Hastane Caddesini takip ederseniz, Nasreddin Hoca Türbesi ve Parkına ulaşırsınız.

Nasreddin Hoca Türbesi, haftanın her günü ziyarete açıktır.

Nasreddin Hoca Gülmece Parkı

Nasreddin Hoca anısına yapılan bu park, Akşehir ilçesinin en anlamlı yapılarından bir tanesidir. Park içerisinde Nasreddin Hoca’nın her bir fıkrasına konu olan kahramanların heykelleri yapılmıştır. Bu kahramanların yanında bu zamana kadar Türk komedi alanının ustalarının kabartma portreleri ve büstleri yer almaktadır.

Nasreddin Hoca Gülmece Parkı, Hoca’nın türbesinin yanında bulunuyor. Parkı dolaşırken hem eğlenip hem de şehrin önemli sembolü olan Nasreddin Hoca’nın geçmişini öğrenmiş olursunuz. Aynı zamanda park içerisinde yer alan fıkralarını okuyarak yüzünüzde tebessüm oluşturabilirsiniz.

Nasreddin Hoca Gülmece Parkı’na giriş için hiçbir ücret talep edilmez.

Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi (Rüştü Bey Konağı)

Konak, Birinci Dünya Savaşı sırasında Rüştü Bey tarafından yaptırılmıştır. Türk ustalar tarafından restore edilirken de aynı zamanda orijinalliğini kaybetmeyen konak,  Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi haline getirilmiştir.

Çift yapıdan oluşan müze, ikinci kattan itibaren sergiye açılmıştır. İkinci katta Arkeolojik eserler ziyaretçilerle buluşturulmaktadır. İkinci kat altı tane odadan oluşmaktadır. Sergilenen arkeolojik eserler, tarihi tasnif şeklinde sıralanmıştır.

Müzenin üçüncü katında etnografik eserler vardır. Üçüncü katın bir bölümünde, Nasreddin Hoca’nın fıkraları anlatılmaktadır. Diğer bölümlerinde ise Akşehir ilçesinin gelenek yapılarını anlatan eşyalar ve etnografik eserler, vardır.

Akşehir ilçesi sınırları içerisinde gezilip görülecek ve kültürel anlamda sizlere çok şey katacak bir müzedir.

Akşehir Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ne girişte hiçbir ücret talep edilmez.

Küçük Ayasofya Mescidi

Küçük Ayasofya Mescidi, Alaaddin Keykubat Dönemi’nde inşa edilmiştir. Mescit, Ömerzade Şemseddin Hasan adına yaptırılmıştır. Mescidin kuzey tarafında 1215 yılından kalma oldu tahmin edilen bir çeşme vardır.

Küçük Ayasofya Mescidi, kare şeklinde planlanmış olup tek kubbeye sahiptir. Yapı malzemesi olarak çoğunlukta taş kullanılsa da, aralarda tuğlalar da örülmüştür. Mescit kubbesine, Türk üçgenleri şeklinde geçişler yapılmıştır. Kubbe üstünde çok fazla mor rengi ve çini ibareleri kullanılmıştır.

Küçük Ayasofya Mescidi mimari olarak çiniler ve mozaikler eski zamanlarda sanata olan estetik yaklaşımın güzelliğini gözler önüne sermektedir. Kıble duvarlarındaki nişler mihrabı oluşturmaktadır.

Gezileceği takdirde insana çok fazla şey katacak ve ayrıca kendi Türk kültürünü daha iyi tanıyıp benimsemenize yardımcı olacak bir yerdir.

İbadete açıktır ve giriş için hiçbir ücret talep edilmez.

Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi

Mevlana ışığına kapılıp, onun aşk derslerinden etkilenen bir âşık da Seyyid Mahmut Hayrani'dir. Zamanın paşası Mesut Paşa'nın oğlu olan Hayrani, Şanlıurfa Harran'dan yola çıkmış, Anadolu'ya doğru göç yolculuğuna başlamış ve ülkenin en büyük ili olan güzel Konya'yı seçip bu şehre yerleşmiştir. Belirsiz bir süre içerisinde Mevlana Celaleddin Rumi'nin yanında onunla birlikte ikamet etmiş, onun için hizmetler etmiş ve hayatında hep Mevlana'yı örnek almıştır.

Seyyid Mahmud Hayrani, bir süre sonra Mevla’nın yanından Akşehir'e gidip tüm dünyayla ilişiğini kesmek, insanlardan uzaklaşıp sessiz kalmak soyutlanmak istemiştir. Fakat çoktan içine düştüğü ve büyülendiği muhteşem ilahi aşkın etkisiyle, daha önce tam anlamıyla tatmadığı, tadamadığı bu duygunun verdiği coşkuyla kendini yitirmiş, kendinden geçmiş bir vaziyette dağlara çıkmıştır. Dağlarda bir zaman gezintisinin ardından meczup bir şekilde Akşehir'e gelmiştir.

Kendisinin birçok özelliklerinden ve ağızdan ağıza, kulaktan kulağa dolaşan kerametlerinden bahsedilen Seyyid Mahmut Hayrani, Hicri 667 ve Miladi 1268 yılında son nefesini vermiştir. Mezarı Sultan Dağı'nın eteklerinde ve yine içinde kendi adını barındıran Sultan mahallesindeki türbesine defnedilmiştir.

Türbede, Türk tahta işlemecilik ve oymacılık sanatının en mükemmeli olarak kabul edilen üç veya dört sanduka bulunmaktaydı. Fakat Konya'da ikamet eden bir Alman Konsolosunun özendirmesiyle birlikte, bir Ermeni tarafından çalınmış ve daha sonra bunlar yurt dışına çıkarılırken iki tanesi yakalanmıştır. Sandukalar sonrasında, İstanbul'da bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ne taşınmış ve orada kalmıştır.

Yapının mimari görünümü kare planlı, on altıgen kuruluşa oturan dilimli gövde ve konik külahlı üst yapı yer alır. Doğu tarafında, düz atkılı giriş açıklığı bulunmakta ve girişin üst kısmında onarım kitabesi vardır.

Tarihi Ulu Camii

Tarihi Ulu Camii, Selçuklular Dönemi’nden kalma ve Selçuklu kültürünü tanıtan bir camiidir. Akşehir ilçesinin Ulu Camii Sokağı’nda yer alan yapı, tam olarak Akşehir’in ortasında yer almaktadır. Caminin çevresinde, eski çarşılar ve resmi kurumlar mevut.

Tarihi Ulu Camii, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış ve halen aktif olarak hizmet vermektedir. Ulu Camii’nin yapımında kullanılan malzemeler; Konya, Akşehir, Isparta, Eğirdir, Kayseri, Tokat, Sivas, Şanlıurfa, Antalya, Afyonkarahisar gibi şehirlerdeki antik yapıların malzemeleriyle uyum göstermiş olup, inşa eden kişilerin aynı kişiler olduğu düşünülmektedir.

Camii içerisindeki avlunun ortasında bir adet mermer çeşme bulunmaktadır. Çeşme kitabesinde kim tarafından yapıldığına dair efsaneler bulunmaktadır. Bu kitabe, çeşmenin içine gömülü olan kemerin üstünde yer almaktadır.

Bu eser Osmanlı İmparatorluğu zamanında büyük ve uzun uğraşlar sonucunda restore edilmiştir. Selçukluların imzası olan Tarihi Ulu Camii, medeniyetin izlerini taşımaktadır.

Camii çevresini gezip, tarihe tanıklık etmek isterseniz Tarihi Ulu Camii sizler için çok iyi bir gezi noktasıdır. Camii içerisinde ibadet edebilme imkânına da sahipsiniz.

Akşehir’de Günübirlik Gezebileceğiniz Yerler

Akşehir ilçesi aslında Afyonkarahisar’a daha yakındır. Afyon’a daha yakın olması sebebiyle de, Afyon iline günübirlik geziler daha çok yapılmaktadır. Ailenizle ya da arkadaşlarınızla beraber, en fazla 62 km mesafe uzaklıktaki bu bölgelere gittiğiniz takdirde sizleri daha keyifli bir gezi beklemektedir.

Eber Gölü

Afyonkarahisar’ın Çay ilçesi ve Eber kasabasında bulunan Eber Gölü, Akşehir’e 41 km uzaklıktadır. Türkiye’de bulunan ve Türkiye’nin en büyük 12. gölü özelliğini taşıyan bu yer, Bolvadin Bölgesindeki en önemli sulak alandır. Göl çevresinde ayrıca, Eber Sarısı isminde ve sadece Eber Gölü’nde yetişen yerli bir bitki türü vardır.

Göl içerisinde pek çok balık cinsi yaşamaktadır. Gölün çevresinin sazlık alan olması sebebiyle de çokça kuş türü de Eber Gölü’nde konaklamaktadır.

Göl manzarası, tabiat, kuşlar ve farklı bitki türleri ile kendinizi cennette hissedeceğiniz Eber Gölü, yürüyüş ve birçok aktivite için ziyaretçilerini beklemektedir.

Heybeli Kaplıcası (Kızılkirse)

Heybeli Kaplıcası Akşehir’e 61 km uzaklıkta olup, ulaşım açısından da oldukça rahattır. Afyon - Konya yolu üzerinde yer alan bu kaplıca, Afyon ilinin en popüler kaplıcalarından bir tanesidir.

Sivilcelere, ileri derece deri iltihaplarına, egzamalara, kuru cilt problemlerine ve daha sayılamayacak pek çok cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen ve etkinliği kanıtlanan kaplıcalar, uzun yıllar boyunca özellikle de yaşlı ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi ile karşılanmaktadır.

Kaplıca kültürünün oldukça uzun bir tarihi olduğu bilinmektedir. Heybeli Kaplıcasının da Bizans Dönemi’nde aktif olarak hizmet verdiği düşünülmektedir.

Yakınlarınızla ve sevdiklerinizle beraber sağlıklı bir gezi düşünüyor ve aynı zamanda da Akşehir’e yakın olsun istiyorsanız, Heybeli Kaplıcası sizler için çok uygun bir seçim olacaktır.

Bolvadin Belediye Müzesi

Bolvadin Belediye Müzesi, Akşehir’e 62 km uzaklıktadır. Her çağa ait eser bulunacak müze de 988 adet eser bulunmaktadır.

Eski çağlara, Selçuklu Dönemine ve Osmanlı Dönemine ait pek çok eşsiz eserin yer aldığı müzeye gitmeyi de ihmal etmeyin.

Akşehir için tatil programınız hazır olduğunda, konaklama seçenekleri için Akşehir Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.