Osmanlı Camilerini Görün

Isparta şehir genelinde; Hızır Bey Cami, Kutlubey Cami, Hacı Abdi Cami de dahil olmak üzere birçok önemli Osmanlı eseri bulunmaktadır. Isparta ayrıca, 1500’lü yıllarda inşa edilen ve bir Mimar Sinan eseri olan Firdevs Bey Cami’ye de sahiptir.

Ulu Cami adıyla da bilinen Kutlubey Cami, Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen ve bir Osmanlı komutanı olan Kutlubey adına inşa edilmiştir.

Dönemin Isparta valisinin adını taşıyan Firdevs Paşa Cami, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmıştır. Cami, şehir merkezinde Kutlubey Mahallesi’ndedir.

1750 yılı civarında inşa edildiği düşünülen Aya Baniya Kilisesi’nin, kesme taşlarla yapılan dış cephesi ilgi çekicidir. Kilise, şehrin merkezinde Keçeci mevkiindedir.

1800’lü yıllarda inşa edilen Aya Ishotya Kilisesi’nin resimlerle süslenmiş sütunları, günümüze kadar ulaşmıştır. Kilise, şehir merkezinde Doğancı Mahallesi’ndedir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde gayrimüslimlerin de ibadet etmelerini sağlamak için inşa edilen Emre Mahallesi Kilisesi yıkılmış olsa da, kalıntıları görülebilir.

Eğirdir’e bağlı Yeşilada’da bulunan Aya Stefanos Kilisesi, yenilenen iç kısmı ve taşlı dış duvarları ile görülmeye değerdir.

Aya Georgios Kilisesi, Eğirdir’e bağlı Barla Köyü içerisinde yer almaktadır. Moloz taşlarla yapılan ve günümüze oldukça tahrip olmuş bir biçimde ulaşan kilisenin kalıntıları bugün hala görülebilir.

Isparta’nın tarihi ve turistik duraklarını yerinde göreceğiniz ve konforlu bir tatil planı yapmak için Isparta Otelleri sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Eğirdir Gölü çevresinde yer alan Eğirdir Kalesi, sur duvarları üzerinde bazı konutlar bulunan bir Bizans kalesidir. Tuğla ve taşlardan inşa edilen surları ile bugün hala Eğirdir’de görülebilir.

Uluborlu ilçesinde bir tepede yer alan Uluborlu Kalesi’nin tarihinin M.Ö 4. yüzyıla kadar uzandığı düşünülmektedir. Bizans ve Roma dönemlerinde yeniden inşa edilen bu tarihi kale, Selçuklu ve Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır.

Sütçüler ilçesinde bulunan Sığırlık 1 Kalesi, günümüze hala sağlam ulaşan duvarları ve köşelerinde yer alan kuleleri ile Isparta’nın görülmeye değer tarihi yapılarındandır. Tarihi, erken Bizans Dönemi’ne gitmektedir.

Isparta’da görülebilecek diğer tarihi kaleler; Sığırlık 2 Kalesi, Zengibar Kalesi, Ördekçi Kalesi ve Anabura Kalesi’dir.

Isparta’ya gelindiğinde, en büyük gül tarlalarını görmek için Güneykent’e gidilebilir. Gülköy, Yeşilyurt, Ardıçlı ve Kuyucak’ta da büyük gül tarlaları görülebilir.

Gül hasadına katılmak için, yılın doğru zamanında gelmek ve günün doğru zamanında bu tarlaları ziyaret etmek önemlidir.

Gül tarlaları, burada Mayıs ortası ve Haziran sonu arasında çiçek açmaktadır. Gül hasadı ise, gün doğumunda başlamaktadır ve tamamen elle yapılmaktadır.

Temmuz ve Ağustos ayları, Isparta’da lavanta kokularının yükseldiği zamanlardır. Lavanta hasadına katılmak için, bu aylarda ziyaret edilmesi gerekir.

Çiftçiler, gün sonunda ya da sabahın erken saatlerinde lavanta toplamaya başlamaktadır. Toplanan lavantalar, damıtılarak uçucu yağa dönüştürülür ya da kurutulur.

Kuyucak Köyü yerlileri için önemli bir geçim kaynağı olan lavantanın hasat zamanında buraya geldiğinizde, Arnavut kaldırımlı sokaklarını süsleyen kerpiç evlerini de görebilirsiniz.

Aziz Paul Yolu, Eğirdir Gölü yakınlarındaki Pisidia Antik Kenti’nden Antakya’ya yapılan yolculukta kullanılan Roma yolunu takip etmektedir.

El değmemiş pastoral yaşam tarzını, tarihi zenginliği, doğanın güzelliğini ve doğal yaşamın çeşitliliğini keşfedebileceğiniz bu yürüyüş yolu; bir doğa yürüyüşçüsünün karşılaşmak isteyeceği her şeye sahiptir.

Yaz ayları oldukça sıcak olabileceğinden, Aziz Paul Yolu’nda yürüyüş için en iyi zaman bahar aylarıdır. Yürüyüş sırasında; sert tabanlı yürüyüş ayakkabıları giyilmesi tavsiye edilmektedir.

Isparta’nın turistik cazibe merkezlerinden biri olan Eğirdir ilçesi; Eğirdir Gölü’nde yüzmek, açık hava aktiviteleri gerçekleştirmek, doğa sporlarına katılmak ve sakin bir ortamda dinlenmek için ziyaret edilebilir.

Göl ve dağ havasını birlikte soluyabileceğiniz Eğirdir, yavaş şehir yaşam tarzını bulabileceğiniz bir yerdir. Eğirdir’e gelindiğinde, ilk görülmesi gereken yerler Can Ada ve Yeşilada’dır. Anakaraya bağlı olan bu iki adacık; göl manzarası eşliğinde dinlenmek, piknik yapmak, gölde yüzmek, göl kenarında balık yemek ve şirin bir ortamda konaklamak için tercih edilebilir.

Eğirdir’e gelindiğinde ayrıca; Hızırbey Camii ve Dündar Bey Medresesi gibi tarihi yapılar keşfedilebilir, Akpınar Seyir Terası’nda muhteşem manzaralar izlenebilir, Eğirdir Gölü üzerinde tekne turuna çıkılabilir.

Eğirdir Otelleri sayfamızı inceleyerek beldenin tüm güzelliklerini yerinde göreceğiniz tatili planlayabilirsiniz.

Sazan balığı, Eğirdir Gölü kenarındaki restoranlarda sevilen bir lezzettir. Burada ayrıca; göl levreği olarak bilinen zander ve tatlı su ıstakozu da denenebilir.

Eğirdir’e bir kara ile bağlanan Yeşilada’ya gidildiğinde, çok sayıda göl restoranı bulmak mümkündür. Burada en popüler seçeneklerden biri ise Melodi Restoran’dır. Alkollü olarak hizmet veren restoranda, sıcak havalarda esen taze ve sakin rüzgarın keyfi de bir başkadır.

Isparta şehir merkezine 100 km uzaklıkta bulunan Yalvaç ilçesi, yavaş şehir akımına katıldıktan sonra Akdeniz’in yükselen bir gezi destinasyonu olmuştur.

Anadolu’da en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yalvaç’a gelindiğinde, dost canlısı yerli halkla tanışırken, doğanın ve tarihin keyfini çıkarabilirsiniz.

Tarih meraklıları, burada Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nin kalıntılarını görebilir.

Doğaya ilgi duyanlar, Hoyran Gölü kıyısında vakit geçirebilir. Gölde yelken, göl kenarında piknik ve kamp gibi olanaklar sunan Hoyran Gölü çevresinde, kaya mezarları ve tarihi kalıntılar da keşfedilebilir.

Yalvaç’ta, her yıl mayıs ayında yerel bir festival olan Kültür Turizm ve Sanat Festivali de gerçekleştirilmektedir.

Yılın büyük bir bölümünde boş kalan Barla Köyü, yaz aylarının başlamasıyla birlikte tatil için gelen yerliler ve ziyaret için gelen turistlerle canlanmaktadır.

Eğirdir Gölü çevresinden dar yollardan geçerek ulaşabileceğiniz bu köyde; bisikletle gezebilir, tarihi sokaklarının fotoğraflarını çekebilir, tarihi kilise ve eserleri keşfedebilir, Said Nursi’nin evini görebilir, muhteşem dağ manzaralarına tanıklık edebilirsiniz.

Bisikletle yapılan gezi boyunca, yedi renkli Eğirdir Gölü’nün her bir noktasında durarak muhteşem doğa manzaraları izlenebilir, fotoğraf çekilebilir, Yeşilada’da bir mola vererek kahve içilebilir ve gölün sakinliğinin içine çekilebilirsiniz.

Yılın diğer zamanlarında, Eğirdir’de bisiklet turu için, göl kenarındaki işletmelerden saatlik bisiklet kiralamak da mümkündür.

Doğa severlerden büyük ilgi gören dağcılık festivali, Dedegöl Dağı’nın eteklerindeki Melikler Yaylası’nda düzenlenmektedir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğa severler ve sporcuların katıldığı bu festival, akşamları kamp ateşinin yakılması ile daha da hareketlenmektedir.

Festival boyunca dağcılar, güne erken saatte başladıktan sonra, yaklaşık 12 km’lik bir tırmanışın ardından zirveye varmaktadır.

Festival sırasında, katılımcılara ayran ve gözleme gibi ikramlar yapılmaktadır.

Eğirdir ve çevre köylerde yaşayan yerlilerin ürettiği doğal ve organik ürünlerin satıldığı bu pazarda; açık hava lokantaları, köfteci ve kebapçılar da hizmet vermektedir.

Panayırda, bölgenin geleneksel lezzeti olan tandır kebabı da mutlaka denenmelidir.

Isparta ve çevresinden büyük ilgi gören Pınar Pazarı Panayırı; Eğirdir’de keyifli birkaç saat geçirebileceğiniz, organik ve doğal ürünler satın alabileceğiniz ve yerli halkla sohbet edebileceğiniz bir yerdir.

Birbirinden konforlu ve kaliteli konaklama seçenekleri sunan Isparta’da tatilinizi planlamak için Isparta Otelleri sayfamızdaki otellere göz atabilirsiniz.