Beyşehir’de Mutlaka Gezilmesi Gereken Yerler

Kubadabad Sarayı

Kubadabad Sarayı, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat tarafından, Konya’nın Beyşehir ilçesine yaptırılmıştır. Alâeddin Keykubat Kayseri’den Antalya’ya giderken Beyşehir Gölü’nde durmuş, göl – göl çevresinden çok etkilenmiştir ve yanındakilere “Hemen buraya bir saray yapılsın” talimatı vermiştir. Bu emir doğrultusunda 1236 yılında Beyşehir Gölü’nün yanına Kubadabad Sarayı yapılmıştır.

Eşsiz güzellikte olan saray ayrıca doğa ile de iç içedir. Bir yanında sonsuz mavilikte, uçsuz bucaksız Beyşehir Gölü ve diğer tarafında da Anamas Dağları vardır.

Kubadabad Sarayı çevresinde 1980 yılından günümüze kadar aralıksız ve aktif bir şekilde kazı çalışmaları devam etmektedir.

Kubadabad Sarayı’nın içerisinden çiniler, mozaikler, sarayda kullanılan alet ve edevatlar, paralar, tablolar ve çok daha fazlası çıkarılmıştır. Çinilerin ve mozaiklerin üzerindeki süslemelerde; büyü - sihir geleneği, av eğlenceleri, şölenler, yemekleri ve saray içerisindeki hiyerarşiyi anlatan motifler bulunmaktadır.

Saray içerisinden ve çevresinden çıkarılan eserler, Karatay Medresesi ve Müzesi ile Konya’da bulunan diğer müzeler içerisinde sergilenmektedir.

Kubadabad Sarayı’nı görmek isteyen ziyaretçiler, Beyşehir – Isparta yolundan Yenişarbademli yoluna çıkarak Göl Kaya Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Kubadabat Sarayı da bu köyün sınırları içerisinde yer almaktadır.

Bu sarayı ve müzeleri gezerken hem tarihe tanıklık etmiş olacak hem de Selçuklular’ın yaşadığı dönemdeki gelenekleri ve yaşam alanlarını göreceksiniz. Müzede yer alan eserleri görmek için de Karatay Medresesi ve Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Karatay Medrese ve Müzesi, Konya’nın Karatay ilçesinde bulunmaktadır.

Fasıllar Anıtı

Fasıllar Anıtı, iki büyük ve heybetli aslanın arasında ve de bir dağ tanrısının tam üstünde ayakları üzerinde duran görünüş olarak büyükçe bir Fırtına Tanrısı heykelidir. Bu göz doldurucu Fırtına Tanrısı heykelinin bulunduğu konum, dünya tarihini içinde saklayıp bugünlere kadar getiren, ülkenin tarım ambarı olan güzel Konya'nın en tarihi ilçesi olan Beyşehir ilçesinin Fasıllar Köyü'nün batı yönündeki bir tepenin yamacında. Genişlik olarak 2.75 metre, yükseklik olarak da 8 metre olduğu bilinmektedir. Yapım maddesi olarak bazalttan yapıldığı bilinen bu heykelin ağırlığı da yaklaşık olarak 70 ton kadardır. Çıkarıldığı taş ocağının yakınlarında bulunması, asıl yerinin buraya ait olmadığını bize göstermektedir.

Fasıllar Anıtı'nın belli başlı bölümleri ince ince detaylarla işlenmiş lakin bazı bölümleri de kabataslak bir şekilde gelişigüzel yontulmuş. Görmeye alışık olduğumuz birçok Hitit anıtının doğal kaya yüzeylerine rölyef şeklinde oyulmuş olmasına karşı olarak Fasıllar Anıtı yekpare bir kaya bloğu yontularak inşa edilmiş. Eflatunpınar’daki figürler, resimler, detaylar ve Alacahöyük'ün büyük levhaları, ortostotları ile olan yakınlıkları, göze hemen çarpan benzerlikleri Milattan Önce 13. yüzyılın ikinci yarısını, yani IV. Tuthaliya zamanını işaret eder.

Beyşehir Kale Kapısı

Selçuklular Sultanı 2. Mesut döneminde, Beyşehir’in yönetiminde olan Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Halil Bey tarafından şimdilerde Beyşehir İçeri Şehir Mahallesi yerine olan bölgeye yaptırılmıştır. Aslında kale olarak yapılan bu yapının günümüzde ise sadece kuzey kapısı ayakta kalmıştır.

Beyşehir Kale Kapısı’nın eni 2.80 metredir. Kapının kemeri ile gövdesi beyaz ve siyah renk olmak üzere 11 adet büyük taştan meydana gelmektedir.

Beyşehir İlçe Tarım Müdürlüğünün yanında yer alan yapıyı gezmek ve fotoğraf çekmek isteyebilirsiniz.

Beyşehir’de Günübirlik Gezebileceğiniz Yerler

Beyşehir merkezinde ve içerisinde olduğu gibi aynı zamanda da çevredeki yakın yerlere gidip gezme imkânınız vardır. Aileniz ve arkadaşlarınız ile en fazla 70 km yol kat ederek farklı güzellikler görüp çeşit yerleri gezebilirsiniz.

Amblada Antik Kenti

Amblada, diğer adıyla Asartepe, tarihe adeta başkentlik yapan, efsanelerle dolu tarihi ilimiz Konya’nın güzide ilçelerinden olan Seydişehir ilçesinin Kavak, Kızılca ve Yenice köylerinin orta noktasında, tepelik bir bölgede yer alan antik bir yerleşim merkezidir. Tam konum bakımından da Yenice köyünün kuzey tarafı, Kavak Köyünün batı tarafı ve de Kızılca Köyünün güney tarafında yer almaktadır.

Bergama Krallığı ile olan yakın siyasi ilişkileri ile bildiğimiz Amblada antik kenti, öncelikle Bergama Krallığında daha sonra da Amyntas döneminde Galatlar'ın yönetiminde kalmıştır. Büyük Roma İmparatorluğu döneminde de, Galatia ve Lykaonia eyaletlerine bağlanmıştır. Amblada'nın her iki yan tarafında yer alan Kızılca, Yenice ve Kavak köylerinde yapılmış olan araştırmalar neticesinde bu bölgedeki evlerin duvarlarında yapı malzemesi olarak kullanılan malzemelerin Asartepe'den getirildiği bilinmektedir. Ayrıca bir diğer bilgi olarak da Seydişehir Belediyesi ön tarafında yer alan Şehit Mehmet Uysal Parkında yer alan eserlerin de birçoğu bu Asartepe'den getirilmiştir.

Kilistra ve Lystra Antik Kentleri

Kilistra Antik Kenti, öncelikle bulunduğu konum olarak ülkemizin adeta tarihi müzesi haline gelmiş olan Konya’dan başka nerede bulunabilir dersek haksız çıkmayız. Kilistra Antik Kenti Konya'nın 45 kilometre güney batısına doğru Meram ilçesine bağlı olarak bilinen Hatunsaray (Lystra) Beldesi'nin Gökyurt Köyü içerisinde yer almaktadır.

Kilistra'ya (Gökyurt) nasıl gidilir sorusunu da şöyle yanıtlayabiliriz, Kilistra'ya (Gökyurt)34 kilometrelik Konya - Hatunsaray asfalt yolundan güney doğuya doğru yönelmiş olan ortalama 15 kilometrelik Gökyurt asfalt yolu ile gidilir. Konya - Antalya devlet yolunun 36'ncı kilometresinden hemen sola dönülerek (Kayalı yol ayrımı) 9 kilometrelik ikinci bir yolla da ulaşılması mümkündür.

Konya'dan Antalya'ya gidenler için Hatunsaray yolundan (Kral Yolu) gidilip, Lystra ve Kilistra Antik Kenti gezildikten sonra Kayalı yolu ile Antalya yoluna çıkmış olmak; Antalya'dan Konya'ya gelenler için ise Kayalı yol ayrımından sağ taraftaki yola dönerek Kilistra ve Lystra gezilmek şartıyla Konya'ya varmak daha uygun ve kolay olur.

Pınar Gözü Mağarası

Pınar Gözü Mağarası, Yenişarbademli İlçesi'ne ortalama 8 km uzaklıkta ve Konya Beyşehir'e de ortalama olarak 65 - 70 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Çay dere ormanlarının içinde, içinden çok güçlü gürül gürül dere akan eşsiz bir mağaradır. Ayrıca, Pınar Gözü Mağarası'nın iç kısmında birçok sifon ve büyükçe çağlayan vardır. Bu kendine özgün mağaranın, 1995 senesine değin yapılmış olan uzun süreli araştırmalar sonucunda 16 kilometrelik bölümü ölçülmüş olup, daha sonra sonuna kadar daha varılamamıştır. Bunun sebebi belirlenmiş olan en son noktadaki giriş bölümünden 660 metre daha yukarıdadır.

Pınar Gözü Mağarası'nın iç kısmında farklı ve çeşitli büyüklükte, ebatlarda gölcükler, huzur verici şelaleler, bakmaya doyulamayan damlataş havuzları ve de her türden damlataş birikimleri oldukça geniş yer kaplamaktadır.

Pınar Gözü Mağarası, uzunluğu itibariyle cennet vatanımızın en büyük mağarası olma özelliğini de taşımaktadır. Ülkemizin en önemli geçim kaynaklarından olan turizm sektörü açısından Avrupa'nın da en uzun göz alıcı mağarası olma özelliğini de layığıyla taşımaktadır. Pınar Gözü Mağarası, etrafında tespit edilen 213 türü bir arada barındıran bitki örtüsüyle de dikkat çekici özelliktedir.

Pınar Gözü Mağarası’nı gezerken sizlerde tatilinizden oldukça keyif alacaksınız. Doğa ve aynı zamanda tarihi yerlerde bulunarak gezinize verim katabilirsiniz. Pınar Gözü Mağarası sevdiklerinizle beraber gönül rahatlığı ile gezeceğiniz bir gezi noktasıdır.